Zorkun'da Neler oluyor?


AYNI SUÇA FARKLI CEZA

      Zorkun Yaylası güzelliklerle dolu bir yayla olmuştur günümüze kadar. Son yıllarda ise Zorkun, en bedbaht, en adaletsiz ve keyiflerin kaçtığı bir yayla olmuştur adeta. Bilindiği üzere Zorkun Yaylası sakinleri Orman kanununa muhalefet ettikleri gerekçesiyle zor günler yaşamaktadırlar.
      Kanunlara herkesin uyması gerektiğini biliyor ve kabul ediyor yaylacı. Ancak kanunun şuna ayrı buna ayrı uygulanması derinden yaralıyor. Hatta aynı emsalde olduğu halde üçer beşer evi atlayarak, sanki yazı tura atar gibi kime isabet ederse ona ceza yazılması yaylacıları derinden üzmektedir. Durumu yerinde incelemek isteyen bir yetkili eğer incelemede bulunacak olursa;  beş kuruş etmeyen evlere astronomik cezaların yazıldığını,
zorkun
tutanak tutulduğunu; villa görünümlü evlere ise komik cezaların yazıldığını ya da hiç bir işlem yapılmadığını görebilir.  
      Nasıl bir uygulama yapılmıştır bilinmemekle beraber yaylacıların sorularını cevaplayacak bir açıklama da yapılmamaktadır.
      Bütün umudunu meclise bağlayan yayla sakinleri müjdeli haberi sabırsızlıkla beklemektedirler.

12/08/2011    Zorkun Sakinleri
zorkun
zorkun
İsmet İpek
     Alışkanlığımızdır, yaz gelince Yayla'ya gideriz. Bu alışkanlığımız 1934'te, Kütükçü Kerim yayla yolunu yapınca başlamadı. Osmanlı yönetiminin zayıfladığı, Yarpuz'dan Küllü'ye kadarki Gavurdağlarının Ulaşlı ağalarının sayıldığı 300 yıl önce de başlamadı bu alışkanlık. Ya ne zaman başladı? Orta Asya'da, Altay Dağları'nda başladı.     
     Geleneksel Konar-Göçer hayat tarzımız yüzünden Gavurdağlarında her düzlük “Yayla=Konalga” yapıldı.  
Küreciler, Hacılar, Küşne, Çomoğlu, Oruçgazi, Kengerli konalgaları adını eski Türkmen ağalarından aldı. Yazın ederlerdi dağı yaylak, Kışın eylediler ovayı kışlak. Fanizade Ali İlmi Efendi'nin anılarından anladığımıza göre bu yayla sevdasını Osmanlı ordusu Fırka-i Islahiye bile durduramadı. Cevdet Paşa'nın huzuruna giden Tecirli ahalisi ileri gelenleri yayla ihtiyacını arz ettiler. Uzun bir talimat tanzimi ile Cebelibereket'in Mitisin, Zorkun, Köreci, Oklukbaşı, Gököküz, Çobanlı, Kırmacalı, Üçgöz, Sırapınar ve Hacbel yaylalarını Tecirli ve Cerit aşiretlerine hasrettiler. Hatta Hükümet te heyetle Mitisin'e nakil ve orada icra-yi Hükümet etmesi ve yalnız kasaba boş bırakılmamak üzere miktar-ı kâfi Jandarma ile bir memurun bulunmasını emrettiler. Bu suretle yaylaya devam edildi. Ahali hem ziraattan kalmadı hem de yaylasından kalmadı. Bu da münavebeye tâbi oldu. Ve oldukça istifade edildi. (Bakınız:İsmet İpek, Osmaniyeli) bu etrafın ahalisi hukukundan emin olsun diye, Payas Sancağı Cebelibereket adı ile Yarpuz'a taşındı. Ünlü Seyyahımız Evliya Çelebi'nin; Ol ca-yi ferah-fezada zevk ü safalar idüb mahbub ve mahbubesi kesbi taravet hâsıl ederler dediği ve öve öve bitiremediği yaylalar, bugün “tatil, turizm…” gibi modern kavramlarla sosyal hayatımıza girse de, son yıllarda Zorkun Yaylası'nda yaylacılık “Vatandaş için eza, Devlet için bela” sayıldı. Neden? Oysaki bu yaylalar bugüne kadar daima vardı ve Kamu Hizmeti aldı.  Daha iki sene evvel Zorkun Yaylası Belediye Mücavir Alanı içine alındı.  9000 evin 1400 adedine tapu dağıtıldı.  Mitisin yolu, Tuztaşı yolu genişletildi. Şenlik tepesinden Küreci'ye yeni yol açıldı. Hatta bu yollar yapılırken, yeni yol açılırken o­nca çam köküyle sökülüp yol kenarına atıldı.      
     Ne oldu da bu yıl yaylalar bela sayıldı, yaylacılar horlandı?     “Amanos Dağlarına haberleşme üssü” kurmak isteyen PKK terörüne Asker-Yaylacı işbirliği ile mani olunduğu için mi?  Dün Suriye'den kaçak mal sokulan Zorkun yolu, bugün “PKK terör yolu” yapılmadığı için mi?  Yoksa bizim masum yaylacılığımız “iç siyaset malzemesi” mi yapıldı?  Bu sene “Oh! Belediyemiz iyi çalışıyor, Sularımız gürül gürül akıyor, Ramazana huzur içinde hazırlanıyoruz” derken, Zorkun'un bir tatil ve turizm merkezi olmasını beklerken, Belediye'nin Zorkun İçme Suyu Şebekesi Yenileme Projesi ikinci etap çalışması neden yasaklandı?       Hukuk, Orman Kanunu'na mı takıldı?      
     Ama Fakıuşağı, Akyar ormanları zeytin tarlaları halini aldı.  Yaveriye koruluğunun devamındaki ağaçlandırılacak alan TOKİ konutları için, Valilik karşısındaki Fidanlık alanı “City 328” konutları için imara açıldı.      
     Aynı Orman Kanunu neden yaylada başka, ovada başka uygulandı?      
     Zorkun Yaylasında tapusu olmayan yaklaşık      
     “Tapusuz evlerin elektriklerinin kesilmesi” için TEDAŞ'a resmi yazı neden yazıldı?      
     Zorkun Yaylasına kamu hizmetini yasaklamanın, PKK terörüne karşı canlı kalkan olan halkı yıldırmanın kime yarar sağlayacağını da sorarak lâfı bağlayalım ve sözü meşhur yayla fıkrası ile tamamlayayım

     Yaylada orman yangını çıkmış ama yaylacılar yangına yönünü çevirip bakmamış. Yangın mahalline gelen Vali, Kahvehane'de oturan yaylacılardan emirvari bir tavırla yardım almaya çalışmış;
     —Haydi, yardım edin de yangını söndürelim Yaylacılar oralı bile olmamış.
Vali bu kez alttan alıp isteğini tekrarlamış.
     —Arkadaşlar! Bu orman sizin, yardım edin de şu yangını söndürelim!
Yine kimseden ses çıkmamış ama Kahvehane'de arka masalarda oturan sakin bir yaylacı ayağa kalkmış;
     —Vali Bey, bu orman bizim mi? Vali'nin cevabı hazır.
     —Tabiî sizin… Yaylacı daha hazır cevap.
     —Mademki bu orman bizim, bırakın yansın!
Vali şaşkın. Birden patlamış.
     —Neden?
     —Vali Bey! Ev yapmak yasak. Odun götürmek yasak. Kozalak götürmek yasak. Bu ormanın nesi bizim?
 

İ S M E T  İ P E K /  10/07/2010